Tanrı kelimesi ile sık sık karşılaşırız , hatta ''Allah mı Tanrı mı?''
polemikleri ile karşılaşırız. Bu sorunla ilk kez asker de karşılaşmıştım. Bizim
bir bölük çavuşu vardı , biraz dindardı , yanlış hatırlamıyorsam , sivilde imam
olabilmek için sınavlara giriyordu. Çavuş yemek duasını '' Allah'a hamdolsun''
diye yaptırır , bunu gören rütbelilerden hep fırça yerdik... Anlam veremezdim ,
Tanrı deyince de Allah deyince aynı Yaradan'a dua etmiyor muyduk? Sivile
döndüğümde bu konuyu araştırmış ve ilginç bilgilere rastlamıştım. İlk önce şunu
belirterek yazıma başlayayım zira yazımı okuyacak olan ön yargılı insanları
düşünerek '' Yaradan'a Allah'ım,Rabbim,Rahman ve Rahim gibi'' isimlerden daha
çok yakışan bir isim yoktur.
Necip Fazıl Kısakürek'e
sormuşlar ; '' Allah mı demeli yoksa Tanrı mı? '' diye.. Üstad ; '' Allah ,
Tanrı'nın belasını versin'' diyerek Allah denmesi gerektiğini
söylemiştir.
Tanrı kelimesinin yanlış olduğunu savunanların en büyük
dayandığı kanıt '' Tanrı ismi Esma-ül Hüsna'da geçmemektedir'' sözü
oluyor.
Allah ismi de Esma-ül Hüsna'da geçmez...
Tanrı ismine
bakalım... Eski Türklerde İslamiyetten önce yine tek Tanrılı bir inanç hakimdi
ve Gök Tengri İsmi verilen bir Yaratıcıya inanılırdı. Zaten islamiyeti kolayca
seçmelerinin en büyük sebeplerinden birisi , kendileri gibi tek bir Tanrı inancı
olmasıdır.Tanrı kelimesi bazılarının da dediği gibi Hristiyanlık alameti
değildir, Atalarımız daha islamiyete girmeden öncede Tek bir Yaradan olduğuna
inanmışlardır.
Allah ismine bakalım... Öyle bir isimdir ki... "Ulûhiyet"e
işaret eder!"Ulûhiyet" hem "HÛ" ismi ile işaret edilen "Mutlak Zât" anlamını
içerir; hem de İlim mertebesinde, ilmiyle ilmini seyir anlamına oluşmuş
"nokta"lar âlemlerini, her bir "nokta"yı oluşturan kendine özgü "Esmâ"
mertebelerine işaret eder!
Bu iki isimde Esma-ül Hüsna'da geçmemesine
rağmen en çok kullanılan iki isimdir.
Yunus Emre bir şiirinde şöyle
demektedir.
''Hak çalabım hak çalabım
Sencileyin yok
çalabım
Günahlıyım yarlığagıl
Ey rahmeti çok çalabım''
Bu kıtada
geçen Çalab kelimesine bakalım.
Çalab Yunus Emre'nin şiirlerinde sık sık
kullandığı bir hitap kelimesidir. Çalab , Osmanlıca'da İlah, Rab, Cenab-ı Hak
anlamlarına gelmektedir. Çalab kelimeside Esma-ül Hüsna'da
geçmez...
Mehter Marşında geçen şu dizeye dikkat ediniz.
''Allah
yoluna cenk edelim , şan alalım şan,
Kur'an'da zafer vaadediyor Hazreti
Yezdan,''
bu dizede geçen Yezdan kelimesi ile Allah kastedilmiştir.
Yezdan İranlıların müslüman olmadan önce ateşperest dönemlerinde tapındıkları
Ateş Tanrısı'nın ismidir. Ancak mehter marşında , Kur'an'da zafer vaadedenin
Yezdan olduğunu söylüyor.
Hal böyleyken şu soruyu sorup cevaplayalım...
'' Allah yerine Tanrı yada Başka isimler söylemek caiz olur mu?''
Allah'a
dinimizin emrettiği isimlerden başka isimlerle hitap etmek caiz değildir. En
güzel isimler O'nundur.
Allah'ın isimlerinden biriside Alim'dir ancak yine
alim manasına gelen fıkıh kelimesinden türemiş Fakih ismi ile hitap etmek doğru
olmaz. Çünkü islamiyetin hiç bir döneminde Allah için fakih ifadesi
kullanılmamıştır. Fakih daha beşeri bir sıfattır.
İnsanların hitap
hususunda kaçırdıkları ince bir detay vardır. '' Birdir Allah , ondan başka
Tanrı yoktur'' demek doğrudur ancak '' Bizim Allah'ımız Tanrı'dır'' demek
tamamen yanlıştır.
Esma-ül Hüsna'da 99 isim vardır ancak dinimizde
Allah'ın binbir ismi vardır diye bilinir. O'nun isimleri sonsuzdur ancak bize
bildirilenler vardır.
Allah ismi dururken Tanrı demek doğru değildir.
Tanrı geçmişten beri , mabud yada putlar için kullanılan bir
isimdir.
Kur'an da bir çok yerde Allah kelimesi geçer... ''Benim ismim
Allah’tır. Bana, Allah diye ibadet edin'' diye buyurur , bize kendisi neyi
bildirmişse o isimle hitap etmek en doğrusudur.
Allah isminin başka
dillerde karşılığı yoktur. Arapça'da müzekker ve müennes kavramları vardır.
Müzekker erkek , müennes dişi kavramları için kullanılır. Mesela arapça'da mabud
erkek , mabude dişi için kullanılır. Ancak Allah isminin bu denli bir erkek ve
dişi kavramı yoktur. Başka dinlerde Allah yerine kullanılan isimlerde de erkek
ve dişi olarak lanse edilir. Tanrı,Tanrıça Türkçe de geçer , Diğer dillerde ise
; İngilizce God-Goddess, Fransızca Dieu-Deesse, Almanca Gott-Göttin gibi. Bu
kelimelerin hiçbirisi Allah ismi yerine kullanılmaz.
O halde aklımıza
Yunus Emre ve Mehter Marşı hususu takılabilir. Bu durumu ikiye ayırmak
gerekir.
İbadet ederken kullanılan isimler , ibadet dışında kullanılan
isimler şeklinde iki başlık oluşur.
Yunus Emre ve Mehter Marşındaki hitap
isimleri ibadet dışında kullanılan isimlerdir.
Bunlara örnek daha da
çoğaltılabilir.
Tasavvuf Şairi olarak bilinen Kuddusi günümüzde ilahi
olarak da seslendirilen bir şiirinde şöyle der ;
''Ey rahmeti bol
Padişah,
Günahımla geldim sana,
Ben eyledim hadsiz günah,
Günahımla
geldim sana. ''
Kuddusi bu şiirinde Allah'a Padişah diye
seslenmektedir...
İmam-ı Rabbani (kaddesallahu sırrahu) Mektubat isimli
müthiş eserinde şöyle diyor ;
''Ayna arkasındaki papağan
gibiyim,
Ezelî üstad ne derse, onu söylerim. ''
İmam-ı Rabbani (k.s)
Ezeli Üstad diyerek Allah'ı kasteder...
Sonuç olarak İnsan Allah'a ne
diye hitap ederse etsin niyet önemlidir ancak bunun da bir edebi vardır.
Allah'ın bize bildirdiği isimlerle ibadet etmek ve ibadet dışındada onu yücelten
isimleri kullanmak gerekir.
Bazıları '' Dünya han , insanlar yolcu ,
Allah'da hancı'dır'' derler.. Bu tamamen yanlıştır. Hancı kelimesi Allah isminin
yerine kesinlikle kullanılmalıdır. Edebe ve adaba uygun değildir.
Yada
Allah çoban insanlar koyun , dünya da bir ahırdır demekte doğru
değildir.
En güzel isimler Allah'ındır... Esma-ül Hüsna'da geçen isimleri
kullanmak en güzelidir.
Allah demekten daha güzel ne
olabilir...
Vural Egemen Sarıgöz
12/03/2012
2 Ocak 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder